
- 04 Aralık 2023
- Av. Arb. Köksal YILDIRIM
- Yayınlar
DENİZ ALACAKLARI SEBEBİ İLE İHTİYATİ HACİZ
I. Giriş
Deniz ticareti, tarih boyunca ekonomik faaliyetlerin can damarı olmuş, uluslararası ticaretin gelişimine önemli katkılarda bulunmuştur. Ancak, ticaretin canlı ve dinamik yapısı beraberinde çeşitli hukuki sorumlulukları da getirmiştir.
İhtiyati haciz, alacaklıların alacaklarını güvence altına almak amacıyla mahkemeden aldıkları bir karar doğrultusunda, borçlu mal varlığına el koyma yetkisini içeren bir hukuki prosedürdür. Deniz alacakları sebebi ile ihtiyati haciz, deniz ticaretiyle uğraşan işletmeler ve taraflar arasındaki ticari ilişkilerde ortaya çıkan anlaşmazlıkların çözümünde sıkça başvurulan bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu makale, deniz alacakları sebebiyle ihtiyati haciz konusunu inceleyerek, Türk Ticaret Kanunu (TTK) hükümleri ışığında bu alandaki temel unsurları detaylı bir şekilde ele almayı amaçlamaktadır.
Deniz alacaklarından doğan ihtiyati haciz süreçlerinde, TTK'nın hükümleri belirleyici bir rol oynamaktadır. Bu bağlamda, alacakların rehinle teminat altına alınması, alacakların muacceliyeti, ihtiyati hacze konu olabilecek gemilerin özellikleri, alacakların niteliği, mahkemenin görevi, yetkisi ve teminat miktarı gibi temel konular ele alınacaktır.
Deniz alacaklarından doğan ihtiyati haciz süreçlerinde, TTK'nın hükümleri belirleyici bir rol oynamaktadır. Bu bağlamda, alacakların rehinle teminat altına alınması, alacakların muacceliyeti, ihtiyati hacze konu olabilecek gemilerin özellikleri, alacakların niteliği, mahkemenin görevi, yetkisi ve teminat miktarı gibi temel konular ele alınacaktır.
Aynı zamanda makalemizde, TTK hükümleri çerçevesinde deniz alacakları sebebiyle ihtiyati hacizde dikkate alınması gereken önemli unsurlar ayrıntılı bir şekilde incelenecek. Alacakların rehinle teminat altına alınıp alınmaması, alacakların muacceliyeti, ihtiyati hacze konu olabilecek gemilerin özellikleri ve alacakların niteliği gibi faktörler ele alınacak; ihtiyati haczin kapsamı üzerinde durularak, mahkemenin görevi, yetkisi ve teminat miktarı gibi konular detaylı bir şekilde anlatılacaktır.
Ek olarak, ihtiyati hacze karşı başvuru yolları ve haksız ihtiyati hacizden kaynaklanan tazminat davası gibi konular ele alınarak, tarafların haklarını koruma ve hukuki süreç içinde adil bir denge kurma imkanlarına odaklanılacaktır. Bu bağlamda, ihtiyati haciz uygulamalarının deniz ticaretindeki yerini ve bu süreçlerin taraflar üzerindeki etkilerini anlamak, ticaret hukuku alanında faaliyet gösterenler için önemli bir perspektif sunacaktır.
II. Uygulanacak Hükümler
Deniz hukukunda cebrî icraya ilişkin hükümleri barındıran temel milletlerarası kaynaklar şu şekildedir:
Bu sayılan milletlerarası Antlaşmalar Türk Ticaret Kanunu hükümlerine uygun düştükleri ölçüde işlenerek milletlerarası mevzuat ile ortak hüküm kurulmaya çalışılmıştır. TTK sisteminde benimsenen genel ilkeye uygun olarak sözleşmelerde düzenlenmeyen usul ve icra hukukuna ilişkin konularda ihtiyati haciz için başvuruda bulunulan veya kararın uygulandığı mahkemenin hukuku (lex fori) esas alınacaktır.
TTK m.1350 vd. hükümlerinde cebri icraya ilişkin hüküm bulunmayan hallerde, TTK m.1351 uyarınca İcra ve İflas Kanunu hükümleri ile bağlantı kurulacaktır.Buna göre öncelikle TTK hükümleri uygulanacak, ancak burada bir hüküm bulunmaz ise bu sefer İİK'nin ''taşınır''lara ilişkin hükümleri uygulama alanı bulacaktır. Bununla beraber İİK veya TTK'da istisnaen bir hüküm öngörülmüş ise ''taşınmaz''lara ilişkin hükümler uygulanacaktır.
III. TTK Hükümleri Uyarınca İhtiyati Haciz
Genel olarak icra hukukunda, cebri icralar takip talebi ile başlar (İİK m.42) . Bu temel anlayış TTK sisteminde değişikliğe uğramıştır. TTK sisteminde artık cebri icra ihtiyati haciz ile başlamaktadır. Bu sayede gemi alacaklarının tabi olduğu kısa hak düşürücü süreler, geminin ihtiyati haczi ile korunmuş olacaktır (TTK m.1326).Eski sistemde ihtiyati haczin zamanaşımını keseceği doktrinde kabul edilirken Yargıtay aksi görüşteydi. TTK m.1326 karşısında bu tartışma önemini yitirmiştir ve ihtiyati haciz ile hak düşürücü süre ve zamanaşımı sürelerinin kesileceği kabul edilmiştir.
TTK m.1353 uyarınca deniz alacakları için sadece ihtiyati haciz yoluna başvurulabilir. Kanunun sadece bu yolu öngörmesi sebebiyle gemi üzerinde ihtiyati haciz kararından başka geçici koruma uygulanamayacaktır. Bu sebeple deniz alacakları için ihtiyati tedbir yolu işletilemeyeceği gibi herhangi başka bir kararla da geminin seferden meni mümkün değildir.
a. Alacak
Tüm bunlarla beraber TTK'nın benimsediği sistem uyarınca yalnızca deniz alacakları için gemilerin ihtiyaten haczi mümkündür. (TTK m.1353)Buna karşılık, deniz alacağı niteliğinde bulunmayan alacaklar için ihtiyati haciz yolu kapatılmamış, böylece gemi ile hiç ilgisi bulunmayan alacaklar sebebiyle geminin ihtiyaten haczedilmesi ve gemi üzerindeki çıkarların zedelenmesi engellenmiştir.
İhtiyati haciz isteme imkânı veren deniz alacakları TTK madde 1352’de sıralanmıştır. Buna göre ihtiyati haciz isteme imkânı veren deniz alacakları şu şekilde sıralanabilir; a) Geminin işletilmesinin sebep olduğu zıya veya hasar, b) Geminin işletilmesi ile doğrudan doğruya ilgili olarak karada veya suda meydana gelen can kaybı veya diğer bedensel zararlar, c) Kurtarma faaliyeti veya her türlü kurtarma sözleşmesi, çevre zararı tehdidi oluşturan bir gemi veya gemideki eşya ile ilgili kurtarma faaliyeti için ödenecek özel tazminat, d) Çevreye, kıyı şeridine veya bunlara ilişkin menfaatlere gemi ile verilen zarar ya da zarar verme tehdidi; bu zararı önlemek, sınırlandırmak veya ortadan kaldırmak için alınan önlemler; bu zarar karşılığı ödenecek tazminat, çevrenin eski duruma getirilmesi için fiilen alınan veya alınacak olan makul önlemlerin giderleri; bu zarar ile bağlantılı olarak üçüncü kişilerin uğradığı veya uğrayabileceği kayıplar ve bu bentte belirtilenlere benzer nitelikteki zararlar, giderler veya kayıplar, e) Geminin içinde bulunan veya bulunmuş olan şeyler de dâhil olmak üzere, batmış, enkaz hâline gelmiş, karaya oturmuş veya terkedilmiş olan bir geminin yüzdürülmesi, kaldırılması, çıkartılması, yok edilmesi veya zararsız hâle getirilmesi için yapılan giderler ve harcamalar ile terk edilmiş bir geminin korunması ve gemi adamlarının iaşesi ile ilgili giderler ve harcamalar, f) Bir çarter parti düzenlenmiş olup olmadığına bakılmaksızın, geminin kullanılması veya kiralanması amacıyla yapılmış her türlü sözleşme, g) Bir çarter parti düzenlenmiş olup olmadığına bakılmaksızın, gemide eşya veya yolcu taşınması amacıyla yapılmış her türlü sözleşme, h) Gemide taşınan, bagaj dâhil, eşyaya gelen veya bu eşyaya ilişkin zıya veya hasar, i) Müşterek avarya, j) Römorkaj, k) Kılavuzluk, l) Geminin işletilmesi, yönetimi, korunması veya bakımı için sağlanan eşya, malzeme, kumanya, yakıt, konteynerler dâhil teçhizat ve bu amaçlarla verilen hizmetler, m) Geminin yapımı, yeniden yapımı, onarımı, donatılması ya da geminin niteliğinde değişiklik yapılması, n) Liman, kanal, dok, iskele ve rıhtım, diğer su yolları ile karantina için ödenecek resimlerle diğer paralar, o) Ülkelerine getirilme giderlerini ve onlar adına ödenmesi gereken sosyal sigorta katılma paylarını da içererek, gemi adamlarına, gemide çalışmaları dolayısıyla ödenecek ücretlerle, onlara ödenmesi gereken diğer tutarlara ilişkin istemler, p) Gemi için alınmış krediler dâhil olmak üzere, geminin veya malikinin adına yapılmış harcamalar, r) Geminin maliki tarafından veya onun hesabına ödenecek, karşılıklı sigorta aidatları da dâhil sigorta primleri, s) Geminin maliki tarafından veya onun hesabına gemiye ilişkin olarak ödenecek her türlü komisyon, brokaj veya acente ücretleri, t) Geminin mülkiyeti veya zilyetliğine ilişkin her türlü uyuşmazlık, u) Geminin ortak malikleri arasında çıkan, geminin işletilmesine ya da gemiden sağlanan hasılata ilişkin her türlü uyuşmazlık, v) Gemi rehni, gemi ipoteği veya gemi üzerinde aynı nitelikteki ayni bir yükümlülük, y) Geminin satışına ilişkin bir sözleşmeden kaynaklanan her türlü uyuşmazlık.
Görüleceği üzre ihtiyati haciz yalnızca deniz alacakları için mümkündür. Ancak dikkat edilmelidir ki burada yalnızca geminin ihtiyati haciz imkânı sınırlandırılmaktadır; alacaklı deniz alacaklarından başka bir alacak için ilam elde etmişse veya yaptığı takip kesinleşmişse, İİK uyarınca kesin haciz istenebilecektir. Bu kural TTK m.1382/f.2 “Gemilerin icra yoluyla haczinde, alacağın 1352’nci maddede sayılan deniz alacaklarından olması şartı aranmaz.” şeklinde hüküm altına alınmıştır. Ayrıca yine ifade edilmelidir ki gemi malikinin deniz serveti dışındaki malvarlığı hakkında da ihtiyati haciz kararının uygulanması için TTK sisteminde herhangi bir sınırlama getirilmemiştir. Ayrıca alacaklı ihtiyati haciz kararı isteyebilmek için güvence TTK m.1363 uyarınca teminat yatırmakla yükümlüdür. Bu iki şartın yerine getirilmesi ihtiyati haciz kararı verilmesi için yeterli olacaktır.
aa. Alacağın rehinle teminat altına alınmış olup olmaması
İcra ve İflas hukuku uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesi için alacağın rehinle teminat altına alınmamış olması gerekmektedir.Bu zorunluluk İİK m.257 uyarınca ''Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmemiş bir para borcunun alacaklısı .... '' şeklinde ifade edilmektedir. Bu genel ilke TTK m.1353 uyarınca kaldırılmıştır. Bu hüküm uyarınca akdi veya kanuni bir rehinle teminat altına alınmış deniz alacakları hakkında da ihtiyati haciz kararı uygulanabilir (TTK m.1353/f.2). Eski TTK döneminde İcra ve İflas hukukunun bu genel hükmü sadece gemi alacaklarını tanınan kanuni rehin hakkı bakımından farklılık tanınmıştı TTK ile ise hem akdi hem de kanuni rehin hakları bakımından farklılık tanınmıştır. İcra ve İflas Hukukunda ise bu farklılık yalnızca kambiyo takipleri bakımından tanınmıştır.
bb. Alacağın muaccel olup olmaması
İİK’nin bir diğer genel hükmü olarak ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için borcun vadesi gelmiş olmalıdır. TTK uyarınca da icra iflas hukukunun bu genel hükmüne uygun olarak alacağın deniz alacakları bakımından da alacağın muaccel olması gerekmektedir (TTK m.1353). TTK m.1353 uyarınca İcra ve İflas Kanunun 257. maddesine yapılan atıf gereği vadesi gelmemiş deniz alacağı için, borçlunun yerleşim yeri yoksa veya borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa, ihtiyati haciz istenebilecektir. Ancak bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnızca borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.
cc. İhtiyati hacze konu olabilecek gemi
Deniz hukukunda cebri icraya ilişkin özel hükümler, bayrağına ve bir sicile kayıtlı olup olmadığına bakılmaksızın, Türk Mahkemelerinin yetki sahasına giren bütün ticaret gemileri, gezinti/bilim gemileri il inşa halindeki gemiler hakkında uygulanır.TTK m.1352 uyarınca geminin mülkiyeti veya zilyetliğine ilişkin her türlü uyuşmazlık deniz alacağı niteliğinde olması sebebi ile uyuşmazlığın konusunu teşkil eden gemi ihtiyaten haczedilebilir, başka gemilerin haczi mümkün değildir.
Bununla beraber TTK m.1320 uyarınca gemi alacakları için üzerinde kanuni rehin doğmuş olan gemi ihtiyaten haczedilebilir.11 Bu ihtimalde aynı zamanda borçlunun geminin maliki olması da şart değildir. Geminin malikinden başka kiracısının, yöneticisinin veya işleticisinin borçlu olduğu hallerde bile doğan gemi alacağı için gemi üzerinde ihtiyati haciz uygulanabilir.
Gemi rehini, gemi ipoteği veya gemi üzerinde aynı nitelikteki ayni bir yükümlülükten dolayı, üzerinde rehin kurulmuş olan geminin haczi istenebilir. Bu alacaklar bakımından borçlunun aynı zamanda geminin maliki olmasına da gerek yoktur.
Gemi üzerindeki ayni haklarla ilgili bulunmayan diğer bütün deniz alacaklarında kural olarak, yalnızca borçlunun maliki olduğu geminin ihtiyati haczi mümkündür (TTK m.1369). Buna göre deniz alacağının doğmasıyla ilgili bulunan geminin ihtiyaten haczedilebilmesi için hem alacağın doğduğu anda hem de haczin uygulandığı anda borçlunun mülkiyetinde bulunması şarttır 12 13 Dolayısı ile ihtiyati haczin uygulandığı anda borçlunun ihtiyaten haczedilmek istenen geminin maliki olması gerekir. Devir durumunda yeni malike karşı ihtiyati haciz hakkı kullanılamaz. Ayrıca TTK m.1369 uyarınca kiracının borcu için deniz alacağına konu geminin ihtiyaten haczedilebilmesi, yalnızca kiracının daha sonra gemiye malik olması halinde mümkün olabilecektir. Tüm bunlarla beraber, borçlunun sahip olduğu diğer üzerinde deniz alacağı doğmayan gemilerinde ihtiyaten haczedilebilirliğine TTK m.1369/f.2 ışık tutmaktadır. Buna göre borçlunun sahip olduğu diğer gemilerin haczi için,
şartlarının sağlanması gerekmektedir. Bu şartların birlikte gerçekleşmesi durumunda borçlunun mülkiyetindeki diğer gemilerin de ihtiyaten haczedilmeleri mümkün olacaktır. Borçlunun mülkiyetindeki diğer gemilerin haczi, deniz alacağına konu olan geminin üzerinde doğmuş olan akdi ve kanuni rehin haklarında da uygulama imkânı mevcuttur. Bu durumda gemi ipoteği alacaklısı veya gemi alacaklısı, üzerinde rehin hakkının doğduğu gemiyi değil, borçluya ait başka bir gemiyi de haczettirebilir. Ancak bu ihtimalde sıra cetvelinde deniz alacakları için öngörülen öncelik haklarından, borçluya ait diğer geminin haczedilmesinde yararlanılamayacaktır.
dd. Alacağın nakdi ya da başka nitelikte olmasının ihtiyati hacze etkisi
TTK sisteminde deniz alacaklarının tümü bakımından, geminin ihtiyati haczi yolu kabul edilmiştir. Bu alacaklardan bir kısmının ayni haklara ilişkin olması, sonucu değiştirmeyecektir ancak ayni haklara ilişkin ihtiyati haczi tamamlayan işlemler farklı olacaktır.
b. Görev
Deniz alacakları için yapılacak ihtiyati haciz başvuruları bakımından görev kuralları genel hükümlere tabidir. Görev ihtilafı, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun genel hükümlerine göre çözülecektir. Buna göre yetkili yerde Asliye Ticaret Mahkemesinin bulunması halinde bu mahkeme, bulunmaması halinde ise Asliye Hukuk Mahkemeleri değer ve miktara bakılmaksızın görevli olacaktır.
c. Yetki
İhtiyati haciz bakımından mahkemelerin yetkisi TTK 1354-1357'nci maddeleri arasında özel düzenlemeye kavuşturulmuştur. Mülga kanun döneminde İİK.258 vd.hükümlerince yetki çözümleniyordu. Ancak uygulamada yaşanan sorunlar özel bir düzenleme yapılması ihtiyacı doğurmuştur. Buna göre yetki;
Esas Hakkında Dava Açılmadan Önce,
Türk Bayraklı gemiler hakkında ihtiyati haciz kararı sadece, geminin demir attığı, şamandıraya veya tonaza bağlandığı, yanaştığı veya kızağa alındığı yer mahkemesi ya da;
✓Bir Türk Gemi siciline kayıtlı gemilerde, sicil yeri mahkemesi,
✓Sicile kayıtlı olmayan gemilerde malikin yerleşim yeri mahkemesi,
✓TTK.m.941'incimaddenin üçüncü fıkrası uyarınca tutulan özel sicile kayıtlı gemilerde kiracının yerleşim yeri mahkemesi, yetkilidir (TTK.m.1354)
►Yabancı Bayraklı gemiler hakkında ihtiyati haciz, Türkiye'de yabancı bayraklı gemiler hakkında sadece, geminin demir attığı, şamandıraya veya tonaza bağlandığı, yanaştığı ya da kızağa alındığı yer mahkemesi yetkilidir (TTK.m.1355). Bu düzenlemenin kabulüyle, yabancı bayraklı gemiler hakkında Türkiye'deki bir mahkemenin ihtiyati haciz kararı verebilmesi içini haczi istenen geminin, o mahkemenin yargı çevresi içerisinde seferine ara vermesi şartı aranmıştır.Bu sebepledir ki uğraksız geçiş yapan gemiler üzerinde mahkemelerin yetkisi kurulamadığından, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi mümkün değildir.
TTK 1354-1355 maddelerinde sadece ifadesi ile bahsedilen mahkemelerin yetkisin kesin olduğunu, münhasıran ihtiyati haciz isteminin bu mahkemelerden talep edilmesi gerektiğini ifade etmektedir.
► Yetkiye, tahkime ve esasa uygulanacak hukuka ilişkin bir anlaşmanın varlığı halinde, hakkında ihtiyati haciz kararı uygulanacak olan deniz alacağının esas hakkında hüküm vermeye bir hakem kurulu veya yabancı mahkeme yetkili olsa yahut deniz alacağının esasına yabancı bir devletin hukuku uygulansa bile, TTK.m1354-1355'inci maddelerine göre yetkili olan mahkemeler, bir deniz alacağı için teminat elde edilmesinin sağlamak üzere ihtiyati haciz kararı vermeye yetkilidir.
Esas hakkında dava açıldıktan sonra;
► Deniz alacağı hakkında dava açıldıktan sonra veya icra takibi başlatıldıktan sonra dahi ihtiyati haciz kararı istenebilir. İlamsız icra takibi veya rehinin paraya çevrilesi yoluyla takip yapıldıktan sonra TTK. 1354-1355 maddelerince yetkili mahkemelerden ihtiyati haciz kararı istenebilir. Ancak, bir deniz alacağı hakkında, yurt içinde mahkemede dava açıldıktan sonra ihtiyati haciz kararı sadece davayı gören mahkemeden istenebilir. Ancak deniz alacağı hakkında, hakem önünde veya yurt dışındaki mahkemede dava açılmışsa, kesin hüküm verilinceye kadar ihtiyati haciz kararı sadece, TTK. 1354-1355 maddelerinde belirtilen yetkili mahkemelerden istenebilir.
d. Teminat
TTK.m.1363 hükmü uyarınca deniz alacağını teminat altına almak üzere ihtiyati haciz kararı verilmesinin isteyen alacaklının, 10.000 Özel Çekme Hakkı tutarında teminat verilmesi zorunludur. Ancak TTK 1320.maddesinin (a) bendinde sayılan gemi alacakları teminat yatırmak yükümlülüğünden muaftır (TTK m.1363). TTK’da düzenlenmemekle beraber, İİK m.320/fs.c.1 uyarınca konkordato tasdikinin reddi halinde mahkeme, borçlunun bütün malları hakkında ihtiyati haciz kararı verir; bu kararın uygulanması için alacaklının İİK m.259 uyarınca teminat göstermemesi aranmamaktadır.
Konkordatonun özel niteliği dikkate alındığında bu hükme dayanılarak gemilerin ihtiyati haczi halinde de güvence bağışıklığının uygulanacağı sonucuna varmak gerekecektir.Ayrıca Bankacılık kanunun kapsamındaki alacakların takibi için yapılacak ihtiyati haciz başvurularında teminat verilmesine gerek bulunmamaktadır. Ayrıca alacak bir ilama dayanıyorsa gemiler hakkında ihtiyati haciz kararı içinde teminat aranmayacaktır. (TTK m.1382). Ayrıca 2675 sayılı MÖHUK m.48 uyarınca Türk mahkemesinde ihtiyati haciz talebinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı, TTK m.1363 uyarınca yatırılacak teminata ek olarak yatırması gerekmektedir (MÖHUK m.48).
Karşı taraf mahkemeden her aşamada teminatın artırılmasını isteyebilir. Mahkemenin ek teminata karar vermesi ve ek teminatın yatırılmaması durumunda ihtiyati haciz kararı yeniden hüküm almak gerekmeksizin kendiliğinden kalkar (TTK m.1363/f.2).
IV. İhtiyati Haczi Tamamlayan İşlemler
a. İcra dairesine başvuru
Alacaklı ihtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren üç iş günü içinde kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki veya geminin bulunduğu yerdeki icra dairesinden kararın infazını istemek zorundadır. Aksi halde ihtiyati haciz kararı kendiliğinden kalkar (TTK m.1364). Bu hükümle beraber ihtiyati haciz kararının uygulanmasında seçimlik yetki tanınmıştır. İİK m.261/f.1 hükmüyle alacaklıya ihtiyati haciz kararının uygulanması için tanınan 10 günlük süre, TTK uyarınca verilen ihtiyati haciz kararlarında 3 iş gününe indirilmiştir. Üç iş günü süresinde icra dairesine başvurulmuş olması kararın uygulanması açısından sürenin korunması için yeterli olacaktır. İcra memuru görevinden ötürü süresinde başvuru yapılıp yapılmadığını incelemek zorundadır. Süre kaçırıldığı için karar kalkmışsa alacaklı, mahkemeye yeniden başvurup aynı kararı alabilir. İcra dairesi, talep üzerine derhal ihtiyati haczi uygular. İhtiyati haciz icra ve iflas kanununa göre gece ve resmî tatil sayılan zamanlarda da yapılır (TTK m.1365).
b. Gemiye el konulması/Geminin seferden men edilmesi
İhtiyati haciz kararı verilen bütün gemiler, bayrağı ve hangi sicile kayıtlı oldukları dikkate alınmaksızın, icra müdürü tarafından seferden men edilerek muhafaza altına alınır. Geminin seferden men edildiği, kaptana veya malike ya da malik olmayan donatana yahut bunların bir temsilcisine tebliğ edilir. Yabancı bayraklı gemilerde, malik veya kiracı tarafından görevlendirilmiş olan acenteye TTK m.105 hükmünde öngörülen şartların gerçekleşmesi kaydıyla tebligat yapılabilecektir.18 Gemi tebligat yapılan kişiye yediemin olarak bırakılır.
İhtiyati haczin uygulanması için başvurulan icra dairesi müdürü, ihtiyati haciz kararını derhal, geminin bulunduğu bölgeden sorumlu sahil güvenlik komutanlığına veya emniyet teşkilatına, liman başkanlığına ve gümrük idaresine bildirir. Ayrıca, ihtiyati haciz kararını, kararın uygulanmasını izleyen ilk iş gününde geminin kayıtlı olduğu sicil ve yabancı bayraklı gemilerde, geminin bayrağını taşıdığı devletin en yakın konsolosluğuna bildirir (TTK m.1366/f.1-3). Ayrıca ihtiyati haczi kararının, kararın uygulanmasını izleyen ilk iş gününde geminin kayıtlı olduğu sicile ve yabancı bayraklı gemilerde, geminin bayrağını taşıdığı devletin en yakın konsolosluğuna bildirir (TTK m.1366/f.4).
Haczi uygulayan icra memurunun düzenleyeceği haciz tutanağında, geminin adının belirtilmesi yeterlidir; değerinin yazılması gerekmez. Taraflardan birinin istemi üzerine, geminin değeri icra mahkemesince saptanır; bu saptamaya dosyadan anlaşılan ilgililer çağırılır (TTK m.1366). TTK m.1366 hükmünün ikinci fıkrasının bu düzenlemesi ile İİK’nin 262. maddesinde hüküm altına alınan ''Haczi icra eden memur bir tutanak düzenler. Bunda haciz olunan şeyler ve kıymetleri gösterilir ve derhal icra dairesine verilir.'' hükmünden farklı bir düzenleme getirilmiştir. Ancak geminin değerinin bir an önce tespit edilmesinde tarafların menfaati bulunmaktadır. Bu durumda ihtiyati haczin uygulanmasından sonra, taraflardan herhangi birinin icra mahkemesine başvurarak değer tespitinin yaptırılmasını talep etmesi gerekmektedir.
İhtiyati haczin uygulanacağı sırada, gemi fiilen hareket etmiş veya seferde bulunuyorsa;
► Türk Bayraklı gemilerde ihtiyati haciz kararı, malike, malik olmayan donatana ve borçtan şahsen sorumlu bulunan kişiye tebliğ edilir ve deniz alacağı için on gün içinde teminat verilmesi, aksi halde geminin izleyen ilk seferinde icra dairesine teslim olunması ihtar olunur, geminin teslim edilmemesi halinde, fail hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 289'uncu maddesine göre cezaya hükmolunur (TTK m.1367/f.1).
► Yabancı Bayraklı gemilerde ihtiyat haciz kararı, sahil güvenlik komutanlığının yardımı alınarak, gemi Türk karasularını terk edinceye kadar uygulanabilir (TTK m.1367/f.2). Buna göre Türkiye Cumhuriyeti’nin yargı egemenliğinin kullanabileceği karasularından çıkıncaya kadar sahil güvenlik komutanlığı tarafından takip edilerek durdurulabilecek ve emniyetli bir yere demirleme talimatı verilebilecektir.
c. İhtiyati Haczin Kapsamı
Bir geminin ihtiyaten haczedilmesi, borçlunun o gemiden elde ettiği geliri ve menfaatleri de kapsar (TTK m.1368/f.1). Dolayısıyla borçlunun yapmış olduğu sözleşmelerden doğan kira bedeli, tahsis ücreti, navlun, yolcu taşıma ücreti, kurtarma ücreti gibi alacaklarında el konulmalıdır.20Ayrıca icra dairesi geminin yönetilmesi ve işletilmesi ile bakımı ve korunması için gerekli bütün önlemleri almaya yetkilidir (TTK m.1368/f.2). Maddenin emredici gibi gözüken bu hükmü bir yetkilendirme olarak anlaşılmalıdır.21
V. İhtiyati Hacze Karşı Başvuru Yolları
Gemilerin ihtiyati haczi için yapılacak başvurularda mahkeme kural olarak, duruşma açmadan, dosya üzerinden karar verecektir.
a. Yetki
Deniz alacağına ilişkin esas hakkında, ihtiyati haciz kararından evvel bir dava açılmamışsa, ihtiyati haciz kararını vermiş olan mahkeme, bu karara ilişkin itirazlar bakımından yetkilidir. Esas alacak hakkında Türkiye’de dava açılmışsa, bu mahkeme, esas hakkında hakem önünde veya yurt dışındaki bir mahkemede dava açılmışsa, ihtiyati haciz kararını veren mahkeme yetkilidir. Gemilerin ihtiyati haczinde istihkak iddiaları TTK m.1369 da sayılan haller ile sınırlıdır.Bu istihkak iddiaları bakımından karar vermeye TTK m.1358 hükmünce sayılan mahkemeler yetkilidir. İhtiyati haczin uygulanmasına ilişkin şikâyet başvuruları, İİK m.261/f.3 uyarınca infazı yapan icra dairesinin bağlı olduğu yer mahkemesine yapılır.
b. İtiraz Usulü:
TTK ihtiyati hacze itiraza ilişkin özel bir düzenleme getirmemiştir, İİK m.265 hükmü dikkate alınarak ihtiyati hacze itiraz edilmelidir. Buna göre;
► Süre, borçlunun katılmasıyla yapılan haciz işlemlerinde, ihtiyati haczin uygulandığı tarihten itibaren, borçlu katılmaksızın yapılan ihtiyati haciz işlemlerinde, haciz tutanağının kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde başvurabilir (İİK m.265/f.1).
► İhtiyati hacze itiraz hakkı bulunan kişiler, İİK m.265 uyarınca borçlu ve menfaati ihlal edilen üçüncü kişiler ihtiyati hacze karşı itiraz edebilir.
► İtiraz sebepleri, yine İİK m.265 'de sayılmıştır. Buna göre borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere mahkemenin yetkisine ve teminata itiraz edebilirler. Ancak burada menfaati ihlal edilen üçüncü kişiler mahkemenin yetkisine İİK uyarınca itiraz edemezler. Böyle bir ayrım, gemilerin ihtiyati haczinde uygulanmaz. Borçludan farklı bir kişi olabilecek malikin, özellikle de borçlu itirazda bulunmamışsa, yetkiye de itiraz edebilmesi amacıyla TTK m.1358 hükmünde ''kişilerin itirazları'' şeklinde düzenleme yapılarak menfaati ihlal edilen borçlu dışındaki kişilere de mahkemenin yetkisine itiraz edebilme hakkı tanınmıştır. Ayrıca TTK m.1374 uyarınca yedi günlük süreye tabi olmaksızın her zaman yapılabilir.
► İtiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir. İstinaf mahkemelerinin kurulmasına kadar eski HUMK hükümleri uygulanacağından bu kararlara karşı temyiz yoluna başvurulabilir. Temyiz yoluna başvurmak ihtiyati haczin kararının kaldırılmasına mâni olmaz.
VI. İhtiyati Haczin Kaldırılması
İhtiyaten haczedilen eşyanın güvence karşılığında serbest bırakılması için İİK m.263 veya İİK m.266'ıncı madde uyarınca haczolunan eşyanın yerine veya alacağı karşılayacak değerde para veya mahkemece kabul edilecek rehin veya esham yahut tahvilat depo etmek veya taşınmaz rehni yahut muteber bir banka kefaleti göstermek şartı ile ihtiyati haczin kaldırılmasını mahkemeden isteyebilir. Takibe başladıktan sonra bu yetki, icra mahkemesine geçer. TTK 1370 hükmünce de haczolunan geminin yerine geçmek üzere ve TTK m.1371 uyarınca alacağı karşılayacak teminat karşılığında geminin serbest bırakılacağı düzenlenmiştir.
TTK m.1370 uyarınca ihtiyaten haczolunan geminin, üzerindeki haciz devam etmek kaydıyla borçluya bırakılabilmesi için iki ihtimal düzenlenmiştir. İlk ihtimalde doğrudan geminin değerinin depo edilmesi öngörülmüştür. Bu ihtimalde icra müdürünün takdir hakkı bulunmamaktadır. İkinci ihtimalde ise icra müdürünün uygun görmesi şartıyla gemi değerini karşılayacak taşınmaz rehni veya gemi ipoteği yahut itibarlı bir banka kefalet gösterilebileceği öngörülmüştür (TTK m.1370). Yine burada önemle belirtilmelidir ki, maddenin son fıkrasına göre ihtiyati haczin devamı için açılan davanın sonunda, teminatın alacaklıya ödenmesine karar verilse bile, teminat olarak yatırılan para icra veznesinden çekilene kadar diğer deniz alacaklıları bu kısım üzerine haciz koydurabilir.
TTK m.1371 uyarınca ise geminin maliki veya borçlu, geminin değerini geçmemek kaydıyla, deniz alacağının tamamı, faizi ve giderleri yeterli teminat gösterilerek ihtiyati haczin kaldırılması mahkemeden istenebilir. Takibe başladıktan sonra bu yetki icra mahkemesine geçer. Yine önemle belirtilmelidir ki, ihtiyati haczin devamı için açılan davanın sonunda, teminatın alacaklıya ödenmesine karar verilmesi durumunda, bu teminat üzerine diğer deniz alacaklıları haciz koyduramaz.
1976 Tarihli Deniz Alacağına Karşı Mesuliyetin Sınırlanması Hakkında Milletlerarası Sözleşme hükümleri uyarınca ve 1992 tarihli Petrol Kirliliğinden Doğan Zararın Hukuki Sorumluluğu ile İlgili Uluslararası Sözleşme hükümleri uyarınca sorumluluğun fon kurulması suretiyle sınırlandırılması olanağı bulunmaktadır. Bu sebeple bu olanağın açık bulunduğu hallerde, geminin tam değeri kadar değil, fon miktarı kadar güvence sunulması yeterli olacaktır (TTK m.1370/f.4). Tüm bunlarla beraber TTK m.1370 uyarınca geminin üzerindeki ihtiyati haciz devam etmek kaydıyla serbest bırakıldığının, TTK.m.1366 da sayılan kurumlara bildirilmesi ve sicildeki ihtiyati hacze dair kararın korunması gereklidir. Bununla beraber TTK m.1371 uyarınca geminin ihtiyati haczinin kaldırıldığının, 1366'ıncı maddede sayılan kurumlara bildirilmesi ve ihtiyati hacze dair kaydın silinmesi gerekmektedir (TTK m.1370/f.2, TTK m.1371/f.2).
Alacaklı ile geminin maliki veya maliki olmayan donatanı, TTK m.1370 ve TTK m.1371 uyarınca gösterilecek teminatın tür ve miktarını serbeste kararlaştırabilirler (TTK m.1372). Geminin donatanı TTK m.1061 uyarınca malikten başka bir kimse olması ihtimalinde alacaklı ile güvenceyi kararlaştırma hakkı ona ait olacaktır. Mahkeme, tarafların kararlaştırdıkları güvenceyi kabul etmek zorundadır, aksine karar veremez. TTK m.1370 ila 1372'inci maddeleri uyarınca teminat veren kişi her zaman bu teminatın miktarının azaltılması, türünün değiştirilmesi veya iptali için mahkemeye başvurabilir. Bu başvurularda yetkili mahkeme TTK m.1358 uyarınca yetkiye ilişkin hükümler uyarınca belirlenecektir.
VII. İhtiyati Haczi Tamamlayan İşlemler
Deniz alacakları hakkında TTK uyarınca ihtiyati haciz kararı alınmasından sonraki işlemlere ilişkin olarak İİK’nin 264. maddesi hükümlerinin uygulanacağı TTK 1376'ıncı maddesinde hüküm altına alınmıştır. Ancak İİK m.264 uyarınca uygulanacak süreler 1 ay olarak uygulanması hükme bağlanmıştır. Bu düzenlemelere göre,
► Esas hakkında dava açılmadan veya icra takibi yapılmadan ihtiyati haciz kararı alan alacaklı, haczin tatbikinden, haciz gıyabında yapılmışsa haciz zabıt varakasının kendisine tebliğinden itibaren bir ay içinde ya takip talebinde (haciz veya iflas) veya dava açmaya mecburdur.
► İcra takibinde, borçlu ödeme emrine itiraz ederse bu itiraz hemen alacaklıya tebliğ olunur. Alacaklı, tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde icra mahkemesinde dava açmaya mecburdur. İcra mahkemesi, itirazın kaldırılması talebini reddederse alacaklının kararının tefhim veya tebliği tarihinden itibaren 1 ay içinde dava açması gerekmektedir.
► İhtiyati haciz alacak davasının mahkemede görüldüğü sırada konulmuş veya alacaklı ihtiyati haczin uygulanmasından sonra esas hakkında mahkemede dava açmış ise, esas hakkında verilecek hükmün mahkemece tebliğinden itibaren bir ay içinde alacaklı takip talebinde bulunmaya mecburdur.
► Alacaklı bu süreleri geçirir veya davasından yahut takip talebinden vazgeçerse veya takip talebi kanuni müddetlerin geçmesiyle düşerse veya dava dosyası muameleden kaldırılıp da bir ay içinde yenilenmezse veya davasında haksız çıkarsa ihtiyati haciz hükümsüz kalır ve alakadarlar isterse lazım gelenlere bildirilir.
► Borçlu süresi içinde ödeme emrine itiraz etmez veya itiraz icra mahkemesince kesin olarak kaldırılır veya mahkemece iptal edilirse, ihtiyati haciz kendiliğinden icrai hacze dönüşür.
Kanunun öngördüğü bu işlemlerin yapılması yeterli olmaktadır. Ayrıca bu işlemlerin yapıldığına dair belgenin icra dosyasına sunulmasına gerek yoktur. Ayrıca belirtilmelidir ki burada düzenlenmiş olan bir aylık süre hak düşürücü niteliktedir. İhtiyati haciz kesinleştikten sonra ihtiyati haciz kararı veren mahkeme tarafından ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilemez. İhtiyati haciz sonrasında açılacak dava veya yapılacak icra takiplerinde genel yetki kuralı geçerli olacaktır. TTK m.1359 uyarınca “1354 ve 1355 'inci maddeler uyarınca deniz alacakları hakkında ihtiyati haciz kararı vermeye yetkili olan mahkeme, deniz alacağının esasına ilişkin olarak yapılmış bir yetki veya tahkim sözleşmesi yoksa, ihtiyati haczi tamamlamak üzere açılacak dava hakkında ve ihtiyati haczi uygulayan icra dairesi de icra takibi hakkında yetkilidir.”
VIII. Yeniden veya Aynı Alacak İçin İhtiyati Haciz
Kural olarak, geminin ihtiyati haciz yoluyla deniz alacağı için TTK m.1370-1374 hükümlerine göre güvence alınmışsa, deniz alacağına konu olan geminin veya borçluya ait bir başka geminin ihtiyaten haczi mümkün değildir. Ancak TTK m.1375 'inci maddenin öngördüğü istisnai hallerde deniz alacağına konu olan geminin veya borçluya ait bir başka geminin ihtiyaten haczedilmesi mümkün olmaktadır. TTK m.1375 uyarınca öngörülen istisnai haller şu şekilde sıralanabilir;
► Geminin hukuka aykırı yollar ile ihtiyati hacizden kurtulması veya kaçması amacıyla serbest bırakılması,
► Elde edilecek toplam teminat miktarının, geminin değerini aşmaması şartıyla, ilk teminatın tür veya miktarı yetersiz ise,
► İlk teminatı vermiş olan kişi, kendi borçlarını kısmen veya tamamen yerine getirmez veya yerine getirmekten aciz olursa,
► İhtiyaten haczedilen gemi veya ilk teminat; makul sebeplere dayanarak hareket eden alacaklının serbest bırakılmayı engelleyecek makul önlemleri almaması sebebiyle serbest bırakılmış ise.
IX. Haksız İhtiyati Hacizden Kaynaklanan Tazminat Davası
Alacaklı ihtiyati hacizde haksız çıkarsa, geminin maliki ve diğer ilgililer, ihtiyati haciz sebebi ile uğradıkları zararın giderilmesini isteyebilecektir. Bu hukuki duruma ilişkin ilkeler şu şekilde sıralanabilir;
► Bu konudaki tazminat talepleri Borçlar Kanunu’nun haksız fiil zamanaşımına ilişkin hükümlerine tabidir. Buna göre tazminat talebi zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve herhalde fiilin işlendiği tarihten itibaren on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar (TBK m.72)
► Tazminat davasında yetkili olan mahkemeye ilişkin ayrıca bir hüküm sevk etmemekle beraber HMK m.16 uyarınca genel yetkiye ilişkin hükümler uygulanacaktır. Bununla beraber TTK m.1354-1355 uyarınca ihtiyati haciz kararı vermeye yetkili olan mahkeme, ihtiyati haczin haksız çıkması halinde alacaklıya karşı açılacak tazminat davası bakımından da yetkilidir.
► TTK m.1361/f.2 uyarınca deniz alacağının esası hakkında yurtiçinde veya yurt dışında mahkemede veya hakem önünde dava açılmışsa, bu davanın sonuçlanması, tazminat davası yönünden bekletici sorun oluşturur.
KAYNAKÇA
• Milletlerarası Özel Hukuk Ve Usul Hukuku Hakkında Kanun T.C. Adalet Bakanlığı, Kanunlar Genel Müdürlüğü Yayın İşleri Daire Başkanlığı,2007, Ankara.
• İcra İflas Kanunu T.C. Adalet Bakanlığı, Kanunlar Genel Müdürlüğü Yayın İşleri Daire Başkanlığı,2012, Ankara.
• Madeni Kanun T.C. Adalet Bakanlığı, Kanunlar Genel Müdürlüğü Yayın İşleri Daire Başkanlığı,2012, Ankara.
• Türk Ticaret Kanunu .TC. Adalet Bakanlığı, Kanunlar Genel Müdürlüğü Yayın İşleri Daire Başkanlığı,2011, Ankara.
• Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu TC. Adalet Bakanlığı, Kanunlar Genel Müdürlüğü Yayın İşleri Daire Başkanlığı,1927, Ankara
• Madeni Kanun T.C. Adalet Bakanlığı, Kanunlar Genel Müdürlüğü Yayın İşleri Daire Başkanlığı,2012, Ankara.
• Atamer, Kerim, Türk Ticaret Kanunu Tasarısına Göre Deniz Hukukunda Cebri İcra, İstanbul- 2006
• Yargıtay 12.Hukuk Dairesi. 1996/1253 Esas, 1996/1187 Karar

Av. Arb. Köksal YILDIRIM
kyildirim@sbhukukburosu.com.tr
Tel: +90 (216) 576 24 24